Frengi (Sifiliz) Nedir, Nasıl Anlaşılır?

Frengi (Sifiliz) Nedir, Nasıl Anlaşılır?

Frengi (Sifiliz) tanımı, cinsel yolla bulaşmakta olan, enfeksiyon içerikli bir hastalık olarak yapılmaktadır. Frengi (Sifiliz) belirtileri şu şekilde sıralanabilmektedir:

  • Kırmızı kabartının ağrısız bir biçimde cinsel organın etrafında büyümeye başlaması, ilk evrede görülen belirtilerin başında gelmektedir.
  • Frenginin bulaşmaya başladığı ikinci evrede ise; ishal, kusma, kas ve boğaz ağrısı, halsizlik gibi fizyolojik içerikli belirtileri ortaya çıkmaktadır.
  • Gomlu sifiliz, vücudun görünen ya da görünmeyen bölgelerinde kabartılar oluşmasıdır. Frenginin üçüncü evresinde görülmekte olan belirtilerden birisidir.
  • Nörosifiliz, psikolojik tahribatların olduğu sinir sistemi ile ilişkili belirtilerdir. Yine üçüncü evre belirtileri içerisinde yer almaktadır.
  • Kardiyovasküler Sifiliz, ölüm riskinin oluştuğu evredir. Aort damarında oluşan tahribatı içermektedir.

Bu belirtiler, dikkatle takip edildiğinde bir doktora başvurulup tanı ya da teşhise ilişkin bir görüş alınmalıdır.

Frengi (Sifiliz) Nasıl Bulaşır?

Frengi hastalığının hangi yollardan bulaşıcı olduğu, mikrop ve bakterilerin geçişinin sağlandığı süreçlere işaret etmektedir. En çok bilinen bulaşma yönteminin cinsel birliktelik olduğu bilinmektedir.

Vücutta oluşan yaralara temas edilmesi halinde de bulaşma söz konusu olmaktadır. Buna ek olarak gebelik sürecinden kaynaklanan bir bulaşma da söz konusu olduğu için bu süreçte kontrollü hamilelik önerilmektedir.

Frengi Nasıl Tedavi Edilir?

Frengi tedavileri, hastalığın hangi evrede olduğu ve hangi şiddeti içerdiği ile doğrudan ilişkilidir. Farklı evrelerde farklı tedavi yolları uygulanabildiği gibi ilaç seçimleri de bu yönde olmaktadır.

Tedavi yöntemleri, frengi (sifiliz) belirtileri dikkate alınarak uygulanmaktadır. Örneğin birinci evrede olan bir hasta için daha kısa süreli tedaviler uygulanırken; üçüncü evrede olan hastalar için daha hızlı ve zorlayıcı tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir.

Enfeksiyon riskinin hastalığın tekrarına sebep olması ile ilişkili olarak antibiyotik kullanımı zorunlu tutulmaktadır. Antibiyotik dereceleri yaş ve cinsiyete göre farklılık göstermekte ve akabinde farklı ilaçlara başvurulabilmektedir.

Frengi hastalığında en çok başvurulan antibiyotik, penisilin olarak bilinmektedir. Etkili çözüm içermesi sebebiyle tedavi süreçlerini oldukça olumlu etkilemektedir. Fakat alerjik durumlarda penisilin yerine benzer antibiyotikler de kullanılabilmektedir.

Frengi Hastalığından Korunma Yolları

Frengiden korunma önerileri, hem sosyal çevreye ilişkin önerileri hem de fizyolojik içerikleri önerileri içermektedir. Bu öneriler şu şekilde sıralanabilmektedir.:

  • Cinsel ilişki esnasında kondom ile korunma olmadığında risk faktörü oluşmakta ve frendi hastalığının bulaşma ihtimali artmaktadır.
  • Kondom kullanımının sağlık merkezlerince öğrenilmesi ve doğru şekilde takılıp kayma olmamasına dikkat edilmelidir.
  • Partnerlerin her biri için testlerin ve kontrollerin yapılması, sürecin birlikte yürütülmesi gerekmektedir.
  • Hijyen olmayan ortamlarda cinsel birliktelikte bulunulmamalı, hastalığın risk faktörü göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu faktörler dikkate alındığında frenginin bulaşma riski minimum düzeye kadar indirgenmekte, oluşan risk faktörleri ortadan kalkmaktadır.

Frenginin Neden olduğu İç Organı Hasarları Nedir?

Frenginin neden olduğu hasarlar, yalnızca görünen deri ve cilt üzerindeki lekelenmeler değil, iç organlar üzerinde de oluşturduğu tahribatlardır. İç organlardan bir çoğunu olumsuz etkilemesi ile bilinmekte olan hastalığın tedavisi için erken teşhis gerekli görülmektedir.

Frengi (sifiliz) belirtileri, ortaya çıkmasının hemen ardından tanı konularak tedavi süreci başlatılmadığında hastalık farklı etkiler ile vücut işleyişine zarar verebilmektedir. Hastalığın verdiği zararlar şu şekilde sıralanabilmektedir:

  • Sinir sistemi ile ilgili hasarlar, psikiyatrik hastalıklara neden olmaktadır.
  • Göz üzerinde görme bozukluklarına sebep olmaktadır.
  • Kalp ya da kalbe giden damarlarda hasar oluşturabilmektedir.
  • Eklem ağrılarının oluştuğu bölgelerde kemik hasarlarına kaynaklık edebilmektedir.
  • Karaciğerin tükenmesine ve işlevsiz kalmasına neden olduğu bilinmektedir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.